Gebelikte Psikoloji
18 Ağustos 2023

gebeliktepsikoloji.jpeg


GEBELİK            

       Hamile olduğunuz haberini aldığınızda kiminiz bunu büyük bir şaşkınlık içerisinde karşıladı, kiminiz uzun zamandır bu haberi zaten almayı bekliyordu, kiminiz içinse tam da planlanan zamanda gelen bir haberdi. Şartlar ne olursa olsun artık hamile olduğunuz bilgisine sahipsiniz ve artık dönüştürücü, içsel keşiflerle dolu bir süreç başlamış bulunmakta. Üstelik daha önce hamilelik deneyimini yaşamış olsanız bile bu her defasında yaşanan çok özel ve biricik bir dönem. Bu keşiflerle dolu dönemin nasıl geçirildiği ise hamilelik süreci ve doğum sonrası üzerinde etkili olmaktadır.

      Hamileliği bir içe dönüş süreci olarak düşünürsek annenin tüm ruhsal enerjisi karnında taşıdığı cenine yansımaktadır. Dolayısı ile annenin ruhsal durumu, yeterli ihtiyacı olan desteği alması ve bu farkındalıkla duygularını gözden geçirmesi oldukça önemlidir. 6. aydan hatta daha erken bir dönemden itibaren fetüsün bilinçli tepkiler verebileceği ve aktif duygusal dünyaya sahip olduğu bilinmektedir. Mesajların geliş kaynağı annedir. Fakat bu demek değildir ki annenin yaşadığı her endişe, korku ve olumsuz duygular bebeği etkileyecektir. Fetüsün her şeyi dinleyebilecek duruma geldiği bu haftalarda en çok duyduğu ses annenin ritmik kalp sesleridir. Bu ses normal ritmini koruduğu sürece bebek her şeyin yolunda gittiğini ve güvende olduğunu bilir.  Bu nedenle olumsuz duyguların yaşanmasından daha ziyade ne kadar süreyle yaşandığı çok daha önemlidir. Bunun yanında mutluluk, coşku, pozitif düşünceler de fetüsün sağlıklı gelişimine katkı sağlayacaktır.

     Fetüs açısından bakacak olursak da özellikle 24.haftadan itibaren duygusal değişimle ilgili farkındalığı oluşmaya başlar. Uzun süreli stres sonucu salgılanan hormonlar plasenta aracılığıyla rahme kadar ulaşır. Bu durum duygumuzun farkında olmanın ve izini sürmenin önemini ortaya koymaktadır. Bu farkındalıkla kaynaklarımızı gözden geçirmek ve güçlendirmek içimizin yaşam enerjisi ile doğmasını sağlayacaktır. Herkesin beslendiği kaynaklar farklıdır. Bu neden benim neye ihtiyacım var sorusunu sormak ve cevapların izini sürmek gerekir. Bir diğer kaynak ise hiç şüphesiz bebek ile kurulan doğum öncesi bağdır. Prenatal bağlanma adı verilen bu kavram bağlanmanın doğumdan çok önce başladığını ortaya koymaktadır. İlerleyen aylarda ise gittikçe artmaktadır. Elbette  bu kendiliğinden oluşan bir durum değildir. Bebeğin varlığının ne kadar hissedildiği, zihinsel olarak hayal edilmesi, onunla ilgili yapılan uğraşlar, onunla konuşmak, sık sık dokunmak, evlilik bağının güçlendirilmesi ve en önemlisi sevgi duymak bağlanmayı güçlendirecektir. Güçlü bir bağın varlığı ise annenin yaşayacağı duygusal için çıkışları dengeye getirmesine katkı sağlayacaktır.

     Gebelik bir kadının hayatı sürecinde yaşamış olduğu en özel ve eşşiz zaman dilimidir. Geleneksel olarak gebelik kadın hayatındaki biri iyilik ve mutluluk halidir.  Doğum da hayat gibi süprizlerle doludur fakat hayatımızdaki her önemli ana nasıl hazırladıysak bu çok özel ana da hazırlanarak süreci en güzel anılarla sonlandırabilir ve harika bir başlangıç yapabilirisiniz. Fakat bu dönemin nasıl daha iyi geçeceğini  yapacağınız zihinsel ve fiziksel hazırlıklarla keşfedebilirsiniz.  Bu hazırlıkların ise en önemlisi bilgilenmektedir. Çünkü bilgilenmek korkuların giderilmesinde ve bir yol haritası belirlenmesinde oldukça önemlidir. Doğuma hazırlık programları ise içinde birçok bilgi edinebileceğiniz eğitimlerdir. Doğuma hazırlık eğitimi almak olumlu doğum algısının gelişmesinde, doğuma uyum sürecinin daha iyi olmasında ve doğuma hazır oluş halinin artmasına katkı sağlamaktadır.

Psikolog Pınar ULU